Emülsiyon Sanayisinde Dönüm Noktası: Mercan Kimya’da Geleceğin Tesisi İnşa Ediliyor
Türkiye’nin köklü ve stratejik öneme sahip sanayi kollarından kimya sektöründe, pazarın dinamiklerini şekillendiren vizyoner yatırımlar hayata geçirilmektedir. Bu kapsamda, sektörün en güvenilir ve yenilikçi firmalarından biri olan ve sektörünün açık ara lideri ve kadim müşterimiz MERCAN KİMYA ile uzun yıllardır süregelen iş birliğimiz, yeni ve heyecan verici bir aşamaya ulaştı. Mercan Kimya’nın artan iç ve dış pazar taleplerine yanıt vermek amacıyla başlattığı stratejik yatırımın bir parçası olarak, son teknoloji zemininde yükselecek olan “Emülsiyon Tesisi Yenileme ve Kapasite Artırımı Projesi” kapsamında tesis binasının montajına başlanmıştır.
Bu proje, sadece fiziksel bir yapının inşaat sürecinin başlangıcı değil, aynı zamanda Mercan Kimya’nın pazar liderliğini pekiştirme ve küresel rekabette öne çıkma hedeflerinin somutlaşmış halidir. Turiya Makina için bu girişim, müşterilerimize sadece ürün değil, entegre mühendislik çözümleri sunma felsefemizin en net kanıtıdır. Projenin her aşaması, detaylı bir planlama ve ileri mühendislik yaklaşımını gerektirmekte olup, tüm süreç;
proses dizaynını, yüksek kaliteye kavuşturması noktasında derin mühendislik izleri taşımaktadır.
Mercan Kimya: Sektörünün Açık Ara Lideri ve Stratejik Vizyonu
Mercan Kimya, 1977 yılına uzanan köklü tarihiyle Türkiye’de parafin üretimi yapan ilk firmalardan biri olarak sektörde öncü bir rol üstlenmiştir. Şirket, ana faaliyet alanı olan parafin, emülsiyon, vazelin ve likit parafin üretimi, alımı ve satışı ile ulusal ve uluslararası pazarda sağlam bir yer edinmiştir. Denizli’deki 20.000 m²’lik arazi üzerine kurulu tesisiyle yıllık 88.127 ton üretim kapasitesine ulaşan firma, ürünlerini 5 kıtada toplam 85 ülkeye ihraç ederek küresel bir oyuncu olduğunu ispatlamıştır.
Bu yatırımın ölçeği ve içeriği, Mercan Kimya’nın işlevsel bir genişleme yerine stratejik bir derinleşme yolunu seçtiğini göstermektedir. Şirket, zaten üretimini yaptığı emülsiyon ürün grubunda kapasiteyi artırarak ve üretim kalitesini modernize ederek pazarın en kârlı segmentlerinden birindeki konumunu pekiştirmeyi amaçlamaktadır. 55 milyon TL’lik bütçe, projenin sadece birkaç ekipmanın yenilenmesinden ibaret olmadığını, aksine, kapsamlı bir altyapı dönüşümünü temsil ettiğini işaret etmektedir. Bu durum, Mercan Kimya’nın bu yatırımın getireceği operasyonel ve finansal faydalara olan güçlü inancının bir göstergesidir.
Tablo 1: Mercan Kimya Yeni Emülsiyon Tesisi Projesi: Temel Metrikler
Metrik | Açıklama |
Yatırım Tutarı | 55.000.000 TL |
Kapasite Artışı | %40 |
Hedef Tamamlanma Tarihi | 2025 Yıl Sonu |
Stratejik Hedefler | Artan İç Pazar Talebi, İhracat Hacminin Artırılması, Verimlilik Odaklı Üretim |
“Derin Mühendislik İzleri”: Projenin Teknik Temelleri
Projenin en dikkat çekici unsurlarından biri, “derin mühendislik” yaklaşımıdır. Bu ifade, sadece bir tesisin fiziksel olarak inşa edilmesini değil, aynı zamanda kimyasal süreçlerin en ince detayına kadar analiz edilip optimize edilmesini kapsamaktadır. Bu bağlamda, proje; proses dizaynını, yüksek kaliteye kavuşturması noktasında derin mühendislik izleri taşımaktadır. Modern bir emülsiyon üretim tesisinin kalbinde yer alan bu yaklaşım, nihai ürünün her partide aynı hassasiyet ve tutarlılıkta üretilmesini sağlamaktadır.
Yeni tesis, ileri teknoloji sistemlerle donatılarak, üretim süreçlerindeki hata payını minimize etmektedir. Bitüm, su, emülgatör ve asit gibi bileşenlerin doğru oranlarda karıştırılması, nihai ürün kalitesi için kritik bir öneme sahiptir. Bu hassas dozajlama, PLC (Programlanabilir Mantıksal Denetleyici) kontrollü sistemler, yük hücreli tartım sistemleri ve debimetreler aracılığıyla gerçekleştirilmektedir. Bu teknolojiler, reçeteye göre belirlenen oranların milimetrik bir hassasiyetle uygulanmasını sağlayarak, ürün tutarlılığını garanti altına almaktadır. Bu seviyedeki bir otomasyon, üretim hızını artırmakla kalmamakta, aynı zamanda iş güvenliğini de maksimize etmektedir.
Bu derin mühendislik yaklaşımı, aynı zamanda Mercan Kimya’nın talep ettiği esnek üretim kabiliyetini de sağlamaktadır. Reçete bazlı otomasyon ve dozajlama sistemleri sayesinde, tesis, farklı ürün formülasyonlarına veya pazarın değişen taleplerine hızla adapte olabilmektedir. Bu esneklik, hem iç hem de dış pazardaki rekabetçi koşullara karşı önemli bir avantaj sunmaktadır.
Bu proje, geleneksel bir sektör olan kimya sanayisinin Endüstri 4.0 prensipleriyle nasıl dönüştüğünün somut bir kanıtıdır. Tesisin tasarımı, sensör teknolojileri ve Nesnelerin İnterneti (IoT) uygulamalarını entegre ederek, tüm üretim süreçlerinin gerçek zamanlı olarak izlenmesini ve veri odaklı kararlar alınmasını mümkün kılmaktadır. Bu sistem, plansız duruşları ve arızaları öngörerek önleyici bakım yapılmasını sağlamakta, bu da operasyonel verimliliği ciddi oranda artırmaktadır. Uzaktan izleme ve kontrol imkanları sayesinde, tesis yönetimi operasyonel verileri her an takip edebilmekte ve anında müdahale edebilmektedir.
Projenin bir diğer önemli boyutu, çevresel sürdürülebilirlik odaklı yaklaşımıdır. Modern kimya tesisleri, sadece ekonomik verimliliği değil, aynı zamanda çevresel etkileri de minimize etmeyi hedeflemektedir. Yeni tesiste kullanılan enerji verimli sistemler, karbon emisyonlarını düşürmeyi amaçlamaktadır. Fosil yakıtlı ısıtıcılar yerine elektrikli veya enerji geri kazanımlı sistemlerin tercih edilmesi, bu çevreci duruşun bir yansımasıdır. Turiya Makina’nın sürdürülebilirlik prensiplerini üretim süreçlerinin her aşamasına entegre etme taahhüdü, projenin çevreci kimliğini pekiştirmektedir. Bu yaklaşım, uzun vadede operasyonel maliyetleri düşürerek ekonomik rekabetçiliği artırmakta ve Mercan Kimya’nın kurumsal sosyal sorumluluk hedeflerine ulaşmasını sağlamaktadır.
Turiya Makina: Yılların Tecrübesiyle Çözüm Ortağı Felsefesi
Turiya Makina’nın Mercan Kimya ile olan ilişkisi, bir tedarikçi-müşteri ilişkisinin çok ötesindedir. Bu, yıllar içinde karşılıklı güven ve ortak hedeflere ulaşma arzusuna dayanan stratejik bir ortaklıktır. Bu yeni projeyle, turiya’nın yıllardır mercan kimyaya ürettiği çözümler bir kez daha en somut haliyle ortaya konmaktadır. Bu köklü iş birliğinin somut bir örneği, Turiya’nın kendi blogunda daha önce yayınladığı “Endüstriyel Gücün Kalbi: Yüksek Kapasiteli Tank Çözümleriyle Turiya Farkı” başlıklı yazıda belirtilen eritme tankı projesidir. Bu ve benzeri başarılı projeler, Turiya’nın mühendislik kabiliyetini ve taahhütlerine olan bağlılığını defalarca kanıtlamıştır.
Bu kapsamlı projenin hayata geçirilmesinde turiya olarak yaptıklarımız sadece tesis binasının montajından ibaret değildir. Turiya’nın entegre mühendislik çözümleri , projenin her aşaması için hayati öneme sahiptir:
- Çelik Konstrüksiyon: Tesis binasının omurgasını oluşturan, yüksek taşıma gücüne ve mühendislik hassasiyetine sahip çelik yapıların kurulumu, projenin sağlam ve güvenli temelini oluşturmaktadır.
- Paslanmaz Çelik: Kimyasal üretimde hijyen, korozyon direnci ve uzun ömürlülük için kritik olan paslanmaz çelik boru hatları ve ekipman çözümleri.
- Mekanik Tesisat: Isıtma, soğutma ve havalandırma sistemleri gibi tesisin yaşamsal fonksiyonlarını sağlayan mekanik altyapının projelendirilmesi ve kurulumu.
- Entegre Çözümler: Projenin başlangıcından anahtar teslimine kadar tüm aşamalarının profesyonel bir şekilde yönetilmesi, Turiya’nın çözüm ortağı yaklaşımının en önemli göstergesidir.
Bu yaklaşım, Turiya’nın kendini yalnızca bir tedarikçi olarak değil, projenin risklerini ve başarılarını paylaşan, müşterisinin hedeflerine ulaşmasında kilit bir partner olarak konumlandırmasının bir sonucudur.
Mercan Kimya’nın bu stratejik yatırımı, sadece kendi kapasitesini artırmakla kalmamakta, aynı zamanda modern kimya sanayisi için bir referans noktası oluşturmaktadır. Yeni tesis, operasyonel verimlilik, ürün kalitesi, iş güvenliği ve çevresel sürdürülebilirlik konularında en yüksek standartları hedefleyerek sektöre öncülük etmektedir. Bu proje, hem Mercan Kimya’nın vizyoner liderliği hem de Turiya Makina’nın derin mühendislik kabiliyetinin mükemmel bir birleşimi olduğunu kanıtlamaktadır. Bu güçlü sinerji, gelecekte de yeni ve çığır açan projelere imza atmanın temelini oluşturmaktadır. Proje tamamlandığında, Türkiye kimya sanayisi, yalnızca fiziksel olarak büyümüş bir tesise değil, aynı zamanda Endüstri 4.0 prensipleriyle yönetilen, global rekabete hazır, son teknoloji bir üretim merkezine kavuşacaktır.